Genel Türkçe hatalarını 5 başlık altında toplamak mümkün.
2. Mecazların
deyimlerin yanlış kullanımı3. Söyleyiş (telaffuz) yanlışları
4. Eş anlamlı sözcüklerin cümlede bir araya getirilmesiyle oluşan Türkçe hataları
5. Genel anlatım bozuklukları
1. YABANCI DİLLERİN TÜRKÇEYE ETKİSİ:
Hepimizin de bildiği gibi
dilimiz yabancı dillerin etkisinde kalıp
zamanla değişiyor. Bu yabancı sözcükleri nerelerde görmüyoruz ki! Dükkan
otel
restoran isimleri; yiyecek
içecek isimleri; sokak
cadde isimleri; televizyon
radyo kanallarının isimleri… Rainbow Kasabı
Hilton Oteli
Washington Restourant
Coca-Cola
William Thompsen Caddesi
Show TV
Flash TV
Star TV
Power FM… gibiBunların dışında bir de teknoloji sektörüne ait terimler
markalar var ve her an bizimle. Dell markalı bilgisayar
PC
çetleşmek
CPU
RAM bellek
mouse
monitör
@ işareti…Teknoloji devlerinin yabancı olması
terimlerin İngilizce gibi farklı bir dilde olması bizi pek etkilemiyor. Zamanla bu sözcüklere öyle alışıyoruz ki
onları özünde Türkçe sözcüklermiş gibi konuşuyor
hatta çekim ekleriyle birlikte kullanıyoruz.Tabii ki bazı kurumlarımız bu konularda çalışmalar yapıyor
ancak dilimize bu denli yerleşmiş sözcükleri tamamen ortadan kaldırabilmek çok zor. Size Yurtsan ATAKAN isimli yazarımızın bu konudaki fikirlerini de aktarmak istiyorum:“Sekiz yıldır yayınlanan bu sayfayı hazırlamaya başladığım ilk günden beri
yabancı kaynaklı yeni teknolojik terimlere Türkçe karşılıklar uydurmaya çalışıp
kullanırım. Kimi tutar
kimi tutmaz. Örneğin ''web site'' yerine ''İnternet sitesi''
''search engine'' yerine ''arama makinesi''
''to hack'' yerine ''haklamak''
''homepage'' yerine ''ana sayfa'' gibi terimler yaygın kabul gören buluşlarımdan bir kaçıdır. Buna karşılık kabul görmeyen önerilerim de çok olmuştur. Ama İngilizcesini kullanmaktansa
yeni bir karşılık uydurup kullanarak önermeyi hep daha doğru ve sorumlu bir davranış olarak görürüm.Bu yılın başında CNN-Türk'te Üçüncü Kuşak isimli bir program hazırlayıp
sunuculuğunu da yapmaya başladığımda
yazılı basında karşıma çıkmayan bazı sorunlarla karşılaştım. Örneğin GPRS
GPS gibi İngilizce kısaltmaların okunuşları sorun olmaya başladı. Yine yazarken kılçık çıkartmayan ''@'' işaretinin nasıl okunacağı da sorun oldu. Bu işaret İngilizcede ''at'' (okunuşu et) olarak telaffuz ediliyor. Türkçe karşılığı ''de''
''da'' eki. Yani İngilizce ''yurtsan et hurriyet dat kam dat ti ar'' dediğinizde
''hurriyet.com.tr'de yurtsan'' gibi bir anlamı oluyor. Bu işareti sunuculuk yaparken ''et'' gibi bir saçmalık yerine ''adres işareti'' diyerek okumaya başladım. Programın metninde geçen ''@'' işaretlerinin de seslendirme sırasında ''adres işareti'' diye okunmasını istedim. Program yönetiminden itiraz geldi
''sen bildiğin gibi oku ama bizim prensiplerimiz
standartlarımız var
bu işaret her programda ''et'' diye okunur
değiştiremeyiz''.”Bir diğer yanlış kullanım da super soft sözü. Bakın Prof. Dr. Hamza ZÜLFİKAR bununla ilgili ne diyor: “… Selpak marka adının altındaki super soft sözü gerçekten bizi rahatsız ediyor. "Çok yumuşak" sözünün açık anlatımından dolayı daha etkili olduğunu
kullanana daha çok şey vereceğini düşünüyorum. Öte yandan dilimize Fransızcadan geçen ve harika yerine kullanılan super sözü
süper diye yazılır. "Süper yumuşak" dense kanaatimce bu da yadırganır. Bu bakımdan keşke üretici firma
super soft yerine "çok yumuşak" veya "ipek yumuşaklığında" sıfatlarını kullansa...”2. MECAZLARIN
DEYİMLERİN YANLIŞ KULLANIMIÇoğumuz biliyoruz ki
televizyondaki reklamlar
en çok küçük çocukların dikkatini çekiyor. Ekrandaki sahneler sürekli değiştiği için
onlara göre çok daha çekici. Dil de insanın çok küçük yaşlarda kazandığı bir olgu. O halde televizyonun
özellikle de reklamların çocukların dil gelişimi üzerindeki etkisi çok büyük. Bu nedenle
reklamlarda Türkçenin çok iyi kullanılması gerekiyor. Ne yazık ki bazı yapımcılar
bu denli ince düşünmüyor.Size Emre KONGAR’ın İnternet sitesini gezerken rastladığım bir yazıdan bahsetmek istiyorum. Burada bir reklam hatasından bahsediliyor: Turkcell reklamlarını eminim çoğunuz izlemişsinizdir. Bunlardan bir tanesinde
radyo sunucusu Kadir ÇÖPDEMİR de oynuyor ve Cell-O isimli kahramanın koşturduğunu görünce şu sözleri söylüyor: “Dinlen be abi
kalıbı dinlendir!” sizce bu “kalıbı dinlendirmek” ne demek? Aslında Türkçe argosunda
“kalıbı dinlendirmek” deyimi
“ölmek” anlamında. Ancak reklamda sadece “dinlenmek” anlamında kullanılmış.Bu bize deyimlerimizi anlamına uygun şekilde kullanmamız gerektiğini söylüyor gibi. Sizce de öyle değil mi? Yoksa bu şekilde dinlendirmek istediğimiz adamı
farkında olmadan öldürürüz.3. SÖYLEYİŞ (TELAFFUZ) YANLIŞLARI
Yaman TÜZCET ekranda ve radyoda sıkça yapılan dil yanlışlarını bir kitapta topladı. Ben de bu konuda
izin verirseniz onun bu kitabından yararlanmak istiyorum.Afganistan : Bir çok spiker
bu sözcüğü AfgaNİStan şeklinde okuyor. Ancak vurgu son hecede olmalı ve AfganisTAN şeklinde okunmalı.Nisan :Bu sözcük okunurken “i” harfi uzatılmalıdır.
No’lu :Metinde bu şekilde yazılsa bile
bunu “Numaralı ”şeklinde okumalıyız.Nema :Arapça kökenli olan bu sözcük
kendi anlamını verebilmesi için
“a” harfi uzatılarak okunmalıdır.68’li yıllar
96’lı yıllar :Bu ifade de yanlıştır. Tekli yılların çoğulu olmaz. Doğrusu
“60’lı yıllar
90’lı yıllar” şeklindedir.Prof. Dr. Hamza ZÜLFİKAR da
iletişim araçlarındaki söyleyiş yanlışlarıyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Televizyon spikerleri Irak’taki savaşı anlatırken bu ülkedeki bazı yer adlarını başlangıçta gereği gibi telâffuz edemediler. Yanlış telâffuz edilen yer adlarından biri Nasırıye idi. Uzun heceleri kısa söylemeyi alışkanlık hâline getiren M. Ali Birand’ın yanı sıra özellikle özel televizyonlardaki genç spikerler bu yer adının ilk hecesini günlerce kısa söylediler. Bu yer adının uzun söylenen ilk hecesi kısa söylenince
sürekli sürtünmeden dolayı el ve ayakta sertleşmiş deri anlamındaki nasır kelimesi akla geliyor. Vaktiyle Afganistan’ın başkenti Kâbil de gündeme geldiğinde bu tür söyleyiş hataları yaşanmıştı. Batılılara uyup bazı spikerler Kabul demeye başlamışlardı. Bereket versin kısa sürede bu tür hatalar çabuk gideriliyor”4. EŞ ANLAMLI SÖZCÜKLERİN CÜMLEDE BİR ARAYA GETİRİLMESİYLE OLUŞAN TÜRKÇE HATALARI
Çevremizde bu tür hatalar çok yaygın. Nedeni ise belki de sadece pekiştirme yapmak. Bu konuyla ilgili olarak
Kemal ATEŞ’in “Öğretemediğimiz Türkçe” isimli kitabından bulduğum örnekleri sizinle paylaşmak istiyorum.Haberlerden alınmış birkaç cümle:
• “Cumhurbaşkanlığı sorunu meselesi…”
• “Atmosfer ortamı havasında…”
• “Gelecekte istikbali olan bir gencimiz…”
Emre KONGAR da bu konuda bir hayli dertli. Yazılarında
eş anlamlı kelimeleri art arda sıralayan Başbakanlığa kadar yükselmiş politikacılardan çokça bahsediyor bizlere… 5. GENEL ANLATIM BOZUKLUKLARI
Bu konumuzda ise
karışık birkaç örnek vermeyi düşünüyorum. Bu nedenle bu konu başlığını kullandım arkadaşlar.Mehmet BARLAS Haluk LEVENT'e soruyor: "Türkiye'nin kuzeyinden güneyine
doğusundan batısına 4 türkü alsan
en türkü hangisini alırdın?"Süreyya AYHAN: “Zaten sporun amacı kardeş
barışlık ve dostluktur..."Pazar Keyfi "Kim Şık Kim Rüküş" bölümünde dış ses:"İki elini başının arasına koy da bir düşün..."
Aziz YILDIRIM
Daum ile ilgili yaptığı açıklamanın sonunda: "Tamam arkadaşlar
ok? Thank you..."Star gazetesinde Mısır'da meydana gelen patlamayla ilgili haber: "Mısır Patladı! 31 Ölü"
Flash TV'de bir sunucu: "Yaptığınız en büyük çılgınlık nedir ya da ney?"
Öğrenciler: “…yurt çıkıncaya kadar…” (Doğrusu: “…yurt sırası çıkıncaya kadar…”)
TRT spikeri: “Klasik
ama çok bilinen…”TRT spikeri: “Evliliğinizi kırk yıl yaşatmak için
ne tip fedakarlıklarda bulundunuz?”Cumhuriyet gazetesi: “Belediye hoparlöründen sesli olarak yapılan yayından sonra…”
TV’deki sunucu: “Saatlerimiz 10’a 10 var. Bir başka deyimle 9:50.”
Turgut ÖZAL: “Türkiye’nin çıkarının lehinde görmekteyiz.”
Faruk K. DEMİRTAŞ adlı yazarın yazısından: “Herhalde gözden kaçmış olsa gerek.”
Bir öğrenci: “Türkçe sözcüklerinin baş harfi…”
Erkan YOLAÇ (TV1): “Katiyen evet hayır kelimesini kullanmayacaksınız.”
Tansu ÇİLLER: “Kol kırılır
yen içinde kalır.” (Doğrusu: “Kol kırılır
yen kalır.”)Sinekli BAKKAL: “Açgözlü gözlerle kızın gözlerini aradı.”
Mehmet BARLAS (Star1- 11.01.1992): “Ölümlü birer insanlarsınız.”
Bir haber spikeri: “Bazıları hiç umarsızca tüplerin yanında sigara içiyor.” (Doğrusu: “Bazıları hiç umursamadan tüplerin yanında sigara içiyor.”)
Haber spikerleri: “…Başbakanın koruması…” (Doğrusu: “…Başbakanın koruma polisi…”)
Kaynak: www.sanalda1numara.com sitesinden alınmıştır. Kaynağın gerçek yazarı belli değildir.