18 Nisan 2008 Cuma

RTÜK'ÜN TÜRKÇE ARAŞTIRMASI, 3. BÖLÜM

3. DEYİM VE BİRLEŞİK FİİL YANLIŞLARI

Deyimler, kelimeleri eksiltilemeyen, arttırılamayan ve değiştirilemeyen kalıplaşmış dil birlikleridir. Söz gelişi tavşana kaç, tazıya tut demek deyiminde kaç yerine koş, tazı yerine köpek denilemez; tazıya köpeğe şeklinde bir arttırma söz konusu olamaz. Radyo ve televizyonlarda deyimlerin ve deyimleşmiş birleşik fiillerin bu özelliği sık sık bozulmaktadır.

“Beş aşağı beş yukarı”. Kanal 7, Haber Saati, 12.05.1999, 21.00.
doğrusu: Üç aşağı

“Ne olur olmaz diye tedbirli konuşuyor.”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, 03.05.1999, 07.30.
doğrusu: Ne olur ne olmaz

“...eli ayağı yere basan tek parti...”. Kanal 7, Başkent Kulisi, 02.05.1999, 12.00.
doğrusu: ayağı yere basan

“...elimizden geldiğini yaptık”. Kanal 7, Başkent Kulisi, 02.05.1999, 12.00.
doğrusu: elimizden geleni

“Doğru yapılırsa rejim ile ilgili kafa açıklığını meydana getirecek tarzda mı?”. Kanal 7, Başkent Kulisi, 02.05.1999, 12.00.

Kafa karışıklığı deyimi var fakat kafa açıklığı deyimi yoktur. Kafa karışıklığını giderecek tarzda denilebilir. Zihinleri berraklaştıracak tarzda da demek mümkündür.

“davullu zurna ile karşılamak”. Kanal 7, Başkent Kulisi, 02.05.1999, 11.50.
doğrusu: davul zurna ile

“Hesabı olan, kitabı olan şeyler”. FLASH, Ekonomik Panorama, 10.07.1999, 20.30.
doğrusu: Hesabı kitabı olan

“Acilen şifasını bulmasını diliyoruz.”. FLASH, 23. Saat, 13.07.1999, 23.00.
doğrusu: şifa bulmasını

“Biliyorsunuz, milyonlar onu gönlüne gömdü”. FLASH, Kurdela, 13.07.1999, 15.45.
doğrusu: kalbine gömdü

“...bildik bilmedik bir karalama kampanyasına kalkışacaksınız”. FLASH, Haber, 12.07.1999, 19.30.
doğrusu: bilir bilmez

“Önüne gelen geçen şarkı söylüyor”. FLASH, Kâmuran Akkor Şov, 15.07.1999, 20.40.
doğrusu: Önüne gelen şarkı söylüyor.

“Herkes kendine gelsin, böyle ayaklar havadan kesilmesin.”, FLASH, Kurdela, 15.07.1999, 15.45.
doğrusu: yerden kesilmesin

“Kendimin döndüğünce ...”. Star, Çat Kapı, 22.05.1999, 09.01.
doğrusu: dilimin döndüğünce

“Şişede kudurduğu gibi kudurmuyor.”. Star, Kaygısızlar, 18.05.1999, 15.13.
doğrusu: Şişede durduğu gibi durmuyor.

“...içinde mutlaka bir hikmet barındırıyordur.”. TGRT, İbrahim Sadri, 08.05.1999, 01.26.
doğrusu: hikmet vardır

“Burnun iyi çalışıyor.”. STV, Büyük Tehlike, 16.05.1999, 23.57.
doğrusu: Burnun iyi koku alıyor.

“Müzik beni mutlu ediyor, duygularımı dışarı çıkartıyor.”. STV, 25.05.1999, 15.44.
doğrusu: duygularımı dışa vurabiliyorum

“Ağzan sağlık”. Star, Özel Eğlence, 21.05.1999, 22.44.
doğrusu: diline sağlık veya ağzına sağlık

“Bence bu arı kovanına parmak sokmak.”. STV, Merhaba Yeni Gün, 21.05.1999, 08.32.
doğrusu: arı kovanına çomak sokmak

“Böylece tahmin ettiğimiz gibi çabuk hırsız caminin de kılıfını hazırlarmış.”. STV, Haber, 31.05.1999, 22.04.
doğrusu: yavuz hırsız ev sahibini bastırır; minareyi çalan kılıfını hazırlarmış.
Burada iki ayrı deyim birleştirilmek istenmiştir.

“Bir daha görürsem bacaklarınızı koparırım.”. TGRT, Film-Çayda Çıra, 03.05.1999, 14.19.
doğrusu: bacaklarınızı ayırırım

“Ayağının yorgunluğu ile içeri aldık.”. ctv, Edebiyat Söyleşileri, 01.06.1999, 22.23.
doğrusu: Ayağının tozu ile

“Korkuyu yıkacağız dedik.”. TGRT, Belgesel, 15.05.1999, 05.15.
doğrusu: Korkuyu yeneceğiz.

“Annemin kuzusu değilmiş.”. ctv, 11.06.1999, 12.55.
doğrusu: Ana kuzusu değilmiş.

“Onu savunursan ben de gözlerinden çıkarım.”. ctv, Dizi, 06.06.1999, 12.24.
doğrusu: gözden düşerim

“Bu akşam saat altı gibi yemeğe gelir misin?”. ctv, Sinema, 11.06.1999, 10.38.
doğrusu: ... altı sularında ...

“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna çalsan az.”. STV, Sabah Esintileri, 27.05.1999, 10.56.
doğrusu: Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.

“Bunlara ufaktan tefekten çözüm yolları bulmak gerekir.”. Kanal A, Klipmatik, 01.10.1999, 14.01.
doğrusu: ufaktan ufaktan / yavaş yavaş

“Her şey yerinde”. ctv, Dizi, 06.06.1999, 12.40.
doğrusu: Her şey yerli yerinde.

“... kuruşuna kadar harcadı.”. ctv, Dizi, 06.06.1999, 12.35.
doğrusu: ... son kuruşuna kadar harcadı.

“Yaka yırtık cep delik”. Star, Deniz Şov, 28.05.1999, 23.35.
doğrusu: Cep delik cepken delik.

“Bizler de sizlerin evlerine hoş geldik, hoş buyurduk.”. STV, Geceyi Örten Müzik, 16.05.1999, 00.20.
doğrusu: hoş gelmek, hoş bulmak

“Devlet musluğu tutarsa hiç kimse malını satamaz.”. STV, Sağduyu, 16.05.1999, 11.44.
doğrusu: musluğu sıkarsa

“...çok dikkatli davranan muhalifler, ser veriyor ama isim vermiyor.”. tv 8, Haber, 03.10.1999, 15.23.
doğrusu: ser veriyor, sır vermiyor; bir türlü isim vermiyor

“Miami (Mayami)’de yunuslarla birlikte olmak gerçekten de hepimizin düşlerinde bir yer kapladı.”, NUMBER 1, 03.05.1999, 10.50.
doğrusu: düşlerini süslüyor

“Gencecik insanlar emekli olup kahve köşelerinde ömürlerini törpülüyorlar.”. Kanal 7, Haber, 03.07.1999, 07.50.
doğrusu: ömürlerini geçiriyorlar

Ömür törpüsü, “kişiyi sıkıntılar ve üzüntülerle yıpratan iş” anlamında isim olarak kullanılan bir deyimdir. Yukarıdaki cümlede deyim bozularak fiilleştirilmiştir.

“Böyle gözlerim yuvarlarından fırladı.”. Kanal 7, Selin Dilmen Sizlerle, 15.07.1999, 12.33.
doğrusu: gözlerim yuvalarından fırladı

“Evet efendim, şimdi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımıza kulak kabartıyoruz.”. KENT, Vizyon, 04.07.1999, 15.03.
doğrusu: kulak veriyoruz

Kulak kabartmak deyimi, “belli etmemeye çalışarak dinlemek” anlamında kullanılır. Yukarıdaki cümlede böyle bir anlam yoktur.

“Sayın izleyicilerimiz, bu kartel medyasının kırdığı fındık bini geçti.”. btv, Güncel, 22.04.1999, 00.20.
doğrusu: kırdığı ceviz kırkı (bini) aştı

Yapılan yakışıksız işlerin çoğaldığını anlatmak için kullanılan bu deyim de, ceviz yerine fındık kelimesi getirildiği için bozulmuştur. Fındık kırmak başka anlamda kullanılır.

“Bir çeyrek entellektüelin bile bilmesi gereken bir şey var; o da çuvaldızı kendine, iğneyi başkasına batırmak.”. btv, Medya Market, 08.04.1999, 11.33.
doğrusu: iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırmak

“Yapılan tüm uyarılara rağmen yollar, bugün de yine kan gölüne bulandı.”. Hilâl Radyo, Haber, 18.01.1999.
doğrusu: kan gölüne döndü

“Travestiler, hastahanenin camını çerçevisini kırdılar.”. SHOW, Haber, 09.07.1999, 03.45.
doğrusu: camını çerçevesini indirdiler

“Sayın Parseker, siz bu konuda bahsettiğiniz manada çalışmalar yapın, biz de sizin söylediklerinizi duyurmazsak, biz de sizin söyledikleriniz yazmazsak, o zaman siz de gelin bize haber sorun.”. OLAY, Yüz Yüze, 08.05.1999, 00.53.
doğrusu: hesap sorun

Haber sormak şeklinde bir deyim yoktur. Sorguya çekmek anlamı için hesap sormak deyimi kullanılır.

“En büyük stara bile taş ısırttıracak bir durum.”. FLASH, Maça Doğru, 07.10.1999, 21.19.
doğrusu: parmak ısırtacak

Taş ısırttırmak diye bir deyim yoktur. “Şaşırtmak, hayretler içinde bırakmak” anlamı için parmak ısırtmak deyimine başvurulur.

“Yağmur kovadan boşanırcasına yağıyordu âdeta.”. FLASH, Müzik Nağme, 07.05.1999, 23.00.
doğrusu: bardaktan boşanırcasına

“Şimdi Türkiye’de yaşanan belirli başlı sorunlar var.”. OLAY, Hayal Kahvesi, 05.05.1999, 15.58.
doğrusu: belli başlı

“Tek tek olaylar verilerek niye sizin adınız atıldı?”.
doğrusu: ortaya atıldı

“Yarın Atatürk’ün Samsun’a ayak atışının 80. yıl dönümünü kutlayacağız.”. Kanal D, Sabah Şekerleri, 18.05.1999, 12.00-15.00.
doğrusu: ayak basışının

“IMF gizli belgesinin sızdırılmasıyla “borsada vurguna sebep oldu.” iddiası ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay’ı intihar teşebbüsüne sürükledi.”. Kanal 7, Ekonomi Vizyon, 11.07.1999, 17.35.
doğrusu: intihara sürükledi

“İşçi ve memurlar emeklilik yaşı için sokaklara dökülürken Banu Alkan’ın bu konuda duyarlı kalması dikkat çekti”. Kanal 6, Haber, 15. 07. 1999, 19.51.
doğrusu: duyarsız kalması

“... dişe değer tedbirler özellikle alınmalı”. Kanal 6, Haber, 01. 07. 1999, 19.12.
doğrusu: dişe dokunur

“Son günlere bakıyoruz deli çılgını bir gündem var”. Kanal 6, Sabah’a Merhaba ve Metin Uca, 01. 07. 1999, 07.55.
doğrusu: delice veya çılgınca

“... Bakalım nasıl gidicek, nasıl olıcak. Çok kopye çıkıyolar”. NTV, Gece Gündüz, 07.10.1999, 00.09.
doğrusu: Bu şekilde bir deyim yok.

“Fırtınalar estiren B. Adams...”, TGRT, Haber, 09.07.1999, 19.54.
doğrusu: fırtınalar koparan

“Futbolcular harıl harıl ter döküyorlar”. TGRT, Telekritik, 09.07.1999, 23.40.
doğrusu: harıl harıl çalışıyorlar.
Deyim tam olarak söylendikten sonra istenirse arkasından “ter döküyorlar.” denebilir

“Talihsizlik genç çifti yalnız bırakmadı”. TGRT, Telekritik, 09.07.1999, 23.42.
doğrusu: çiftin peşini bırakmadı

“...türküleri herkesi ayağa dikiyor”. TGRT, Haber, 01.07.1999, 19.43.
doğrusu: ayağa kaldırıyor

“...toprağı bol olsun”. btv, Sohbet programı, 28.06.1999, 14.17.
doğrusu: Bu sözün ölen Müslümanlar için kullanılması yanlıştır.

“O insan onu ayağa dikmiş yani”. btv, Serin Sohbetler, 15.06.1999, 12.10.
doğrusu: ayağa kaldırmış

“Siz aklı çok çalışan zeki bir bayansınız”. atv, Ayşe Özgün, 27.05.1999, 04.35.
doğrusu: kafası çok çalışan

“otostop çekmek”. Kanal 6, Gezi, 28.05.,1999, 05.38.
doğrusu: otostop yapmak

“peşin hüküm sürmek”. Kanal 6, Kadınca, 27.05.1999, 15.20.
doğrusu: peşin hüküm vermek

“Harman çorman”. Kanal 6, Tilt, 24.05.1999, 17.23.
doğrusu: Karman çorman

“Allah’ınızın aşkına”. Kanal 6, Gece Öpücüğü, 26.05.1999, 02.08.
doğrusu: Allah aşkına

“...dengeyi kaçırmamak gerek”. Kanal 6, Gece Öpücüğü, 26.05.1999, 02.08.
doğrusu: dengeyi bozmamak

“...tüm bunlar Pakistan ve Amerika’nın başının altından kalkıyor”. STV, Ayna, 10.07.1999.
doğrusu: başının altından çıkıyor

“...yanlış hesap Bağdat’tan geri döner”. STV, Sözün Doğrusu, 02.07.1999, 13.16.
doğrusu: Bağdat’tan döner

“Dediğim dedik bildiğim bildik”. atv, Ayşe Özgün, 17.05.1999, 12.10.
doğrusu: Dediğim dedik çaldığım düdük.

“Kulak kapayabilmek gücünüzle alâkalı”. atv, Magazin Forever, 15.05.1999, 18.33.
doğrusu: Kulak tıkayabilmek.

“Lütfen panik olmayın.”. ctv, Haber, 06.06.1999, 13.08.
doğrusu: Lütfen paniğe kapılmayın.

“üstüne üstelik”. STV, 13.10.1999, Geceyi Örten Müzik.
doğrusu: üstüne üstlük

“Son zamanlarda bilgisayarla çok yattım kalktım, virüs bulaştı.”. atv, Şimdi Sıra Sizde, 29.05.1999, 22.46.
doğrusu: yatıp kalktım

“Şimdi Sıra Sizde’ye katılacağım diyince oğlunuz ne tepki verdi?”. atv, Şimdi Sıra Sizde, 29.05.1999, 23.26.
doğrusu: Nasıl bir tepki gösterdi veya tepkisi ne oldu?

“Şehit aileleri defalarca tavsiyeye maruz kaldılar.”. atv, Sabah Haberleri, 03.05.1999.
doğrusu: birtakım tavsiyelerle geçiştirildiler

“Bizim kaldığımız haksızlıklara o da çok kalmış.”. Kanal 7, Türüt Show, 11.05.1999, 22.54.
doğrusu: Bizim uğradığımız haksızlıklara o da çok maruz kalmış / Bizim uğradığımız haksızlıklarla o da çok karşılaşmış.

“Etki altında kalmayın lütfen, herkes sus oluyor şimdi.”. atv, Turnike, 20.05.1999, 23.39.
doğrusu: susuyor / sus pus oluyor.

“Hemen bir telefon daha alalım.”. NUMBER 1, 1 Numara Seç, 05.05.1999, 08.47.
doğrusu: bir telefona daha bakalım.

“Önce türküyü alalım.”. Kanal 7, Selin Dilmen’le Birlikte, 13.07.1999, 12.33.
doğrusu: türküyü dinleyelim

“Kendisine bir alkış alalım.”. Kanal D, Sabah Şekerleri, 28.05.1999, 12.00-12.57.
doğrusu: Kendisini alkışlayalım.

“Bir şarkı alabilir miyiz öncelikle?”. Kanal 7, Selin Dilmen Sizlerle, 05.07.1999, 12.13.
doğrusu: şarkı dinleyebilir miyiz?

“Söylemek istediğim tek mesaj şu.”. atv, 06.10.1999, 11.26.
doğrusu: Vermek istediğim mesaj

“Bu arada Antalyaspor maçının hazırlıklarını sürdüren sarı-kırmızılı takım, şu sıralarda İstanbulspor’la özel bir karşılaşma oynuyor.”. STV, Spor, 08.10.1999, 18.12.
doğrusu: karşılaşma yapıyor

“Bizim ona büyük borç duymamız lâzım.”. OLAY, Portreler, 14.05.1999, 09.32.
doğrusu: minnet duymamız

“Siyasette oynanan çirkinlikleri kabul etmek mümkün değil.”. SHOW, Haber, 03.05.1999, 23.56.
doğrusu: oynanan oyunları

“O paniğin vermiş olduğu şuursuzluk içerisinde belki de arkadaşımıza veya rehin aldığı insanlara karşı bir eylem koyabilirdi”. NTV, Haber, 07.10.1999, 23.19.
doğrusu: eylem yapabilirdi

“Böylece halk biraz daha teskin oldu, sakinleşti”. STV, Haber, 16. 10. 1999, 19.01.
doğrusu: teskin edilmiş oldu.

“Kültür Bakanlığı gerekli desteği göstermedi mi?”. Star, Paparazi, 29.05.1999, 18.45.
doğrusu: desteği vermedi mi

“Ecevit ile Bahçeli arasında kopma noktasına gelen ipler tamir edilip edilemeyeceği ise merakla bekleniyor.”. Star, Haber, 17.05.1999, 19.40.
doğrusu: bağların yeniden kurulup kurulamayacağı

“Diyelim ki, bir anket oldu, anketi okudun.”. atv, A’dan Z’ye, 10.05.1999, 15.15.
doğrusu: anket yapıldı

“Bir kez daha dinlemekten keyif alacaksınız.”. NUMBER 1, Müzik Tarihinde Bugün, 14.05.1999, 11.22.
doğrusu: zevk alacaksınız

“Ben çok keyif aldım, buradaki arkadaşlar da keyif aldı sanırım, ekran başındakiler de.”. atv, Turnike, 20.05.1999, 23.46.
doğrusu: zevk almak

“Biz de sizden keyif alıyoruz.”. Kanal 6, Sabah Sabah, 05.10.1999.

Zevk almak yerine keyif almak kullanılması doğru değildir. Burada kullanılması gereken fiil ise hoşlanmaktır.

“Bu yarışmacımız ekranda göründüğünden beri çok fazla talep alıyor.”. atv, Şimdi Sıra Sizde, 22.05.1999.
doğrusu: teklif alıyor, ilgi topluyor

“Trabzonspor Kulübüne iki maçlık ceza alındı. Trabzonspor Klübüne iki maçlık ceza geldi.”. SHOW, Haber, 04.05.1999, 20.14.
doğrusu: ceza verildi

“Yarışmacımızı gönderdikten sonra şimdi biz alkış alalım istiyoruz.”. atv, Şimdi Sıra Sizde, 29.05.1999, 23.54.
doğrusu: alkış(lanmak) istiyoruz.

“Şimdi de bir şarkı alıcaz sizden”. NUMBER 1, Geveze Show, 13.05.1999, 22.23.
doğrusu: şarkı dinleyeceğiz

“Bu hastalıklara lütfen kol uzatalım.”. FLASH, Kurdela, 15.07.1999, 16.00.
doğrusu: el uzatalım

“Sizlerle hoşlarımız beşlerimiz olacak.”. Kanal A, Klipmatik, 30.06.1999, 14.00.
doğrusu: hoş beş edeceğiz

“15 yıl boyunca Güneydoğu’yu kan gölüne boğan bölücü başının yargılanmasına başlandı.”. Kanal A, Haber, 28.06.1999, 20.30.
doğrusu: kan gölüne çeviren

“Gözlerden, kulaklardan uzak olması...”. Kanal 6, İşte Hayat, 08.10.1999.
doğrusu: Gözlerden uzak olması

“Yakında Harun kadar zengin olur.”. Kanal 6, Yerli Sinema, 07.10.1999.
doğrusu: Karun

“Kimse keyfe keder işe son vermemeli.”. FLASH, 23. Saat, 03.06.1999.
doğrusu: keyfince

“kalemine uydurmak”. TRT 1, Koltuk Belâsı, 08.05.1999.
doğrusu: kitabına uydurmak

* * *

“Maddî kazanç kazanıyor.”. FLASH, Düzlem Ayna, 07.06.1999.
doğrusu: kazanç sağlıyor

“Ciddî olarak rahatsızlığa uğraması söz konusuydu.”. Kanal A, Politik A, 30.06.1999, 21.00.
doğrusu: rahatsız olması
Burada olmak fiilinin tekrarından kaçınmak için ciddî şekilde denilebilir.

“öneri söylemek”. Kanal A, Hayatın Rengi, 25.06.1999, 11.50.
doğrusu: öneride (teklifte) bulunmak

“Japonya hibe verdi.”. STV, Haber, 04.10.1999, 16.04.
doğrusu: hibe etti

“Bunu bir iltifat olarak alıyorum.”. Kanal D, Çılgın Bediş, 05.07.1999, 18.24.
doğrusu: iltifat sayıyorum

“Global krizden etkisini alır.”. FLASH, Ankara Gündemi, 01.07.1999, 20.00.
doğrusu: etkilenir veya krizin etkisi altında kalır

“Mezun sayısının yüz binlere ulaşmasını umut ettiğini söyledi.”. Kanal A, Günebakan, 20.06.1999, 09.05.
doğrusu: umduğunu

“Bütün bunlar birtakım pazarlıkların olduğunu akla düşürüyor.”. Kanal 7, Dünyadan Yansımalar, 15.05.1999, 20.00.
doğrusu: akla getiriyor

“Tansiyon artıyor.”. Kanal 7, Konuştukça, 15.05.1999, 11.25.
doğrusu: Tansiyon yükseliyor.

“Irak halkının çektiği dram”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, 09.05.1999, 07.30.
doğrusu: yaşadığı dram

“Şantaja hiç uğramadım.”. Kanal 7, Kanal 7’de sabah, 11.05.1999, 07.00.
doğrusu: Şantajla hiç karşılaşmadım.

“Balkanlarda Türkiye’nin nüfuz edinmesi için...”. Kanal 7, Ankara Gündemi, 14.05.1999, 08.40.
doğrusu: nüfuz sağlaması

“Yaptığı işten kâr kazanmak”. Kanal 7, İyi Akşamlar, 04.05.1999, 16.15.
doğrusu: kâr etmek

“Doktorun vermiş olduğu uyarılara uymamış olması...”. FLASH, Kurdela, 09.07.1999.
doğrusu: yapmış olduğu uyarılara

Yukarıdaki örnekte yapmak fiilinin kullanılmaması, muhtemelen bu fiilin olur olmaz yerde kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Gerçekten de yapmak, deyimleşmiş birleşik fiillerdeki birçok fiilin yerini almaya başlamıştır. Bu, dili monotonlaştıran ve yoksullaştıran bir durumdur. Yukarıdaki örnekte araya olmak kelimesi girdiği için yapmak fiilinin kullanılması normaldir. Ancak uyarıda bulunmak yerine uyarı yapmak kullanılması doğru değildir. Aşağıda yapmak ile ilgili bu tür hatalar gösterilmiştir.

“Kan yokluğunu yapan mekanizma”. TRT 1, Bu Toprağın Sesi, 06.05.1999.
doğrusu: Kansızlığa yol açan

“Yaptığımız bir köşemiz var.”. TRT 1, Bu Toprağın Sesi, 14.05.1999.
doğrusu: Hazırladığımız bir köşe

“Basına yapılan sansürü”. atv, Haber, 12.07.1999, 10.00.
doğrusu: Basına uygulanan sansürü

“Güzellikler yapıyoruz.”. FLASH, Kurdela, 11.06.1999.
doğrusu: oluşturuyoruz

“Büyük bir mütevazilik yaparak...”. atv, Harika Pazar.
doğrusu: tevazu göstererek

“Tahrik yapmazlarsa”. FLASH, Gün Ortası Haberler, 02.06.1999, 13.00.
doğrusu: etmezlerse

“İyi tahmin yapmak”. atv, Ana Haber, 11.07.1999.
doğrusu: tahminde bulunmak

“Yapmış olduğu bir beyanat”. Kanal 7, Hayatın İçinden, 11.05.1999, 11.00.
doğrusu: Vermiş olduğu beyanat

“Adaylık başvurusu yaptı.”. Kanal 7, Haber, 11.05.1999, 18.30.
doğrusu: Adaylık için başvurdu.

“Ege’ye inen Rus gemisi gece boyunca seyir yaptı.”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, 14.05.1999, 07.30.
doğrusu: seyretti

“Emel, entrikalar yapan, kendisini zeki sayan bir tip”. NTV, Portreler, 10.07.1999, 04.45.
doğrusu: entrikalar çeviren

“İşime ulaşmak için on beş kilometre yol yapmam gerekiyor.”. ctv, Belgesel, 05.06.1999, 12.25.
doğrusu: İşime ulaşmak için on beş kilometre yol almam (gitmem) gerekiyor.

“Biz daha çok bu kitaptan yola çıkarak sohbet yapacağız.”. STV, Yedi Gün, Yedi Satır, 15.05.1999, 11.18.
doğrusu: sohbet edeceğiz

“Meydanda toplanan Halkın Demokrasi Partisi, Emeğin Partisi ile Özgürlük ve Demokrasi Partisi üyeleri ceza evi olaylarını protesto yapmak istediler.”. TGRT, Haber, 03.10.1999, 11.00.
doğrusu: protesto etmek

“Dün Başbakan Ecevit’in açıklama yaptığı gibi on yedi icracı, on yedi devlet bakanlığı olmak üzere toplam otuz dört bakanlık var.”. STV, Haber 13, 25.05.1999, 13.07.
doğrusu: açıkladığı

“Ben şurada hemen bir saplama yapayım bir medya çalışanı olarak”. Kanal 6, Strateji, 01. 07. 1999, 23.21.
doğrusu: araya gireyim

“DSP’liler alkış yapıyorlardı”. Arifan Radyo, Seher Vakti, 03.05.1999, 08.00-09.30.
doğrusu: alkışlıyorlardı

“Bunlar burada çene yapıyorlar”. atv, Gelin Kaynana, 28.05.1999, 12.34.
doğrusu: çene yarıştırıyorlar

“İki sene sonrasında... albümleriyle geri dönüşlerini yaptılar.” NUMBER 1, Müzik Dünyasından Haberler, 13.05.1999, 16.32.
doğrusu: geri döndüler

“Avrupa’da, Amerika’da çok disipline yapıyorlar mankenler.”. atv, Turnike, 20.05.1999.
doğrusu: disipline ediliyor

“Aslında ben de ona tavır yapıyorum.”. TRT 1, Bizim Mahalle, 14.05.1999, 19.03.
doğrusu: tavır alıyorum

“Seçim öncesi çok yalan yapıldı.”. btv, Medya Gündemi, 23.04.1999, 09.59.
doğrusu: yalan söylendi

“Görüşmelerde Azerbaycan’a yaptığı krediler konusu ele alındı.”. Ey, Haber, 29.05.1999, 20.16.
doğrusu: açtığı krediler

“NATO’nun 8 Mayıs’ta 33 hedefe taarruz yaptığı % 72 başarı sağladığı bildirildi.”. OLAY, Haber, 09.05.1999, 19.31.
doğrusu: taarruz ettiği

“...bir tepki yapılarak M.K’nın...”. SHOW, Haber, 04.05.1999, 03.59.
doğrusu: tepki gösterilerek

“Ülkenin gelişimine katkı yapmak isteyen herkesin...”. SHOW, Ceviz Kabuğu, 14.05.1999, 23.45.
doğrusu: katkıda bulunmak

“Yurda giriş yapmaya çalışan dört Iraklı tutuklandı.”. KENT, Haber, 04.07.1999, 12.35.
doğrusu: girmeye

“Onlara ilk yapılacak önlemler nelerdir?”. SHOW, Güne Merhaba, 14.05.1999, 08.21.
doğrusu: alınacak önlemler

“Panik yapma, patlayabilir.”. NUMBER 1, Geveze Show, 13.05.1999, 21.42.
doğrusu: Paniğe kapılma

“Nazan Öncel listemize direkt 7 numaradan giriş yaptı.”. NUMBER 1, Coca Cola Top Ten, 13.05.1999, 20.41.
doğrusu: listemize yedinci sıradan girdi

“Geriye doğru sarma yapsak”. brt, Mim Noktası, 16.05.1999, 00.42.
doğrusu: sarsak

“Birlikte sohbet yapıyoruz.”. Star, Ebruli Günler, 04.10.1999, 16.13.
doğrusu: sohbet ediyoruz

“Çok güzel düşünceler yapmışsınız.”, “Sayılarla ilgili düşünceler yapmışsınız.”. Star, Ebruli Günler, 04.10.1999, 16.39 ve 16.35.
doğrusu: düşünceler geliştirmişsiniz

“Çok güzel bir sohbet yaptı.”. Kanal 7, Hayatın İçinden, 06.10.1999, 22.55.
doğrusu: sohbet etti

“...mahkemeye bu yönde bir talep yapma hazırlığı içindeler.”. TGRT, Haber, 06.10.1999, 06.44.
doğrusu: talepte bulunma

“Az bir söyleyiş yapalım.”. Kanal 7, Türüt Show, 04.05.1999, 22.30.
doğrusu: Biraz sohbet edelim

“Yarışmacılara tribünlerden büyük destek yapıldı.”. Kanal 7, Spor Haberleri, 03.05.1999, 18.30.
doğrusu: destek verildi

“Yemin yapmak”. Kanal 7, Haftasonu Haberleri, 01.05.1999, 21.00.
doğrusu: yemin etmek

“27 Haziran’da yapılacak büyük bir konserle”. Kanal A, Haber, 21.06.1999, 20.30.
doğrusu: verilecek

“İstanbul polisi suçüstü yaptı.”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, 01.05.1999, 08.00.
doğrusu: suçluları suçüstü yakaladı

“Fon zarar yaptı.”. FLASH, Ekonomik Panorama, 10.07.1999, 20.30.
doğrusu: zarar etti

“Saptama yapmak”. FLASH, Eko Bugün, 14.07.1999, 19.00.
doğrusu: saptamak, tespit etmek

“Bu evleri restorasyon yapmaya karar verdik.”. FLASH, Belgesel, 11.07.1999, 17.00.
doğrusu: restore etmeye

“Önüne gelen geçen sahne yapıyor.”. FLASH, Kâmuran Akkor Şov, 15.07.1999, 20.40.
doğrusu: sahneye çıkıyor

“Hiçbir problem yapmayacağına ben inanmıyorum.”. Kanal A, Hayatın Rengi, 25.06.1999, 11.30.
doğrusu: Herhangi bir problem yaratmayacağına

“uğraş yapmak”. Kanal A, Günebakan, 30.06.1999, 08.00.
doğrusu: uğraşmak, uğraşı içinde olmak

“Bu konunun yürütmesini yapan”. Kanal A, Günebakan, 18.06.1999, 08.00.
doğrusu: Bu konuyu yürüten

“Sağlıklı bir gebelik için yapılan şartlar nelerdir?”. Kanal A, Teleklinik, 19.06.1999, 11.30.
doğrusu: uyulacak şartlar

“Başkan Şahin her pazartesi halk görüşü yapıyor.”. Kanal A, Günden Geceye, 28.06.1999, 23.30.
doğrusu: halkla görüşüyor

“Apo 30.000 canın hesabını 23 sayfalık savunmasında yaptı.”. Kanal A, Haber, 29.06.1999, 20.30.
doğrusu: vermeye çalıştı

“Halep orda arşın orda diye bir lâf var”. STV, Yarışma Zamanı, 08.07.1999, 18.12.
doğrusu: Halebî oradaysa arşın burada.

Hiç yorum yok: